Her yangında ağustos böcekleri gibi başlıyor bizim koro.
-Otelciler yaktı.
-Kürtler yaktı.
-İktidar özellikle müdahale etmiyor.
-Uçak yollamıyorlar.
-Vatan hainleri.
-Beceriksiz.
Daha neler neler.
İyi de arkadaş şimdi zamanı mı?
Görmüyor musun millet can pazarında.
Alevler bacayı sarmışken bunları söylemekle eline ne geçiyor?
İnsanlar ateş altında kan, ter ve korku içinde evini canını kurtarmaya çalışırken, bu söylemler umut kırmıyor mu?
Asgari ücrete çalışan ormancıların, itfaiyecilerin ve can pahasına çırpınan gönüllülerin döktüğü o terin hiç mi değeri yok?
Bu iktidarın neleri yapıp, neleri yapmayacağını 20 yıldır biliyoruz zaten.
Doğaya, çevreye, canlıya verdiği değeri ezberledik artık.
Peki biz ne yapıyoruz?
Komşusunun evi tutuşmuşken sahilde alem yapanların hiç mi suçu yok?
Mesudiye gece alevlerle boğuşurken, Datça'nın, Eski Datça'nın barlarında elde biralarla ve naralarla 10.yıl marşı söyleyenler iktidarın adamları mı?
O lüks restoranlarda yangın manzarasına karşı rakı balık yapanlar Suriyeliler mi?
Koordinasyon merkezlerinde gönüllüler yüreklerini koyarken, oraya destek vermeyen, bir sandviçi, bir şişe suyu esirgeyenler hangi ülkenin insanları?
Yabancı turistler yardım için can atarken, hiç bir şey olmuyormuş gibi denize giren yerli turistler kimler?
Gün dillerin değil, yüreklerin konuşacağı gün.
Bakın ormanlarda ağustos böcekleri bile sustu.
Hayvanların susuzluktan dili damağı kurudu.
Siz de şimdilik bir susun lütfen.
Hiç olmazsa şimdilik.
Yangın bitsin bol bol konuşursunuz zaten.